Onlar, yaşamak için değil yaşatmak için yaşayanlar,
Kurtulma derdi oldukları için kurtarmak için çırpınanlar,
Başkalarının iman selameti uğruna,
Yanmayı göze alanlar, başkasının günahına ağlayanlar...
Onlar, Allah'ı kendilerinden razı edenler,
Kendileri de Allah'tan her durumda razı olanlar,
Rıza makamını kazanıp; cennete, dünyadan uzananlar,
Ötelerin kokusunu buralara taşıyan yiğitler...
Onlar Peygamber'in ikliminde yetişen,
Nebevî bahçede yoğrulup kıvama eren,
Risaletin nurlu potasında elmaslaşan,
Hayatın farklı alanlarında abideleşen bir nesil...
"Bunların arkasından gelenler şöyle derler: 'Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş iman eden kardeşlerimizi bağışla: kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli ve çok merhametlisin."
"Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız ise sizindir. Siz onların yaptıklarından dolayı (onlar da sizin yaptıklarınızdan dolayı) herhangi bir sorguya çekilmeyeceksiniz."